İçindekiler
Sigmund Freud,6 Mayıs 1856’da Avusturya Macaristan imparatorluğunda, Priborda doğmuştur. Psikanalizin kurucusu olan Freud, yöntemiyle ruhsal hastalıkların tedavisinin yanı sıra toplumsal düşüncenin gelişiminde değişimlere öncü olmuş bir düşünürdür. Freud psikanalizi psikodinamik kuram olarak ortaya atmıştır. Bundan dolayı, psikanalizi, “bilincin doğrudan ulaşamadığı, derin ruhsal katmanlarda geçen psişik olaylar öğretisi olarak” açıkladıktan sonra, tüm bilimlerle etkileşim haline getirmeyi amaçlamıştır.
Eğer siz de Kaygı Konusunda konusunda destek almak istiyorsanız yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz.
Neden Biz?
Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.
Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.
Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.
👇
Psikanalitik kuram nedir?
Psikanalitik kuram, psikolojinin bilince olan yaklaşımını bilinçdışına doğru genişletir. Bu kuram bir kişilik tipi ortaya çıkartmıştır. Topografik kişilik kavramı adıyla adlandırılan bu yapıda bilinç, bilinçaltı ya da önbilinç ve bilinçdışı gibi 3 kişilik bölüme ayrılmıştır.
Bilinç, dışardan ya da bedenden gelen algıları fark eden bölgedir. Bilinç öncesi, dikkatin zorlanmasıyla bilinç düzeyinde algılanan zihinsel süreçlerdir. Sınavda sorulara verdiğimiz cevaplar bilinçli davranışlardır. Fakat dikkat edersek kaygılı olduğumuzu fark ederiz. Bilinçdışı, bilinçli algılamanın dışında kalan tüm zihinsel olayları, dolayısıyla bilinç öncesini de içerir. Bireyin farkında olmadığı arzuları, istekleri, dürtüleri, düşünceleri, duyguları ve yaşantıları içeren düzeydir. Bilinçdışında var olan bu zihinsel durumlar ve yaşantılar, çeşitli biçimlerde bilinçdışına depolanmışlardır. Bilinçdışında yer alan zihinsel yaşantılar, hiçbir zaman yok olmazlar, bilinçdışında etkin kalarak bireyin davranışlarını etkilerler. Fakat bireyler bu etkinin farkında değildirler. Dolayısıyla; bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışı sürekli bir etkileşim halindedir. Bilinçdışında yer alan zihinsel yaşantılar; hipnoz ve çeşitli ruh hastalıklarında baskı vb. durumların azalmasıyla bilince çıkabilirler. Uzmanlık gerektiren özel yöntemlerle, bireylerin bilinçdışı yaşantıları, bilince getirilerek bireyin davranışı anlaşılmaya çalışılır. Freud’a göre, bireyin kişiliğini tamamen anlamak için, onun bilinçdışında ne olduğunun açığa çıkarılmasına ve ipuçlarının (rüyalar, fanteziler ve dil sürçmeleri) yorumlanmasına ihtiyaç vardır. Günlük yaşamda şaka yapma, karşıt tepki oluşturma ya da alay etme gibi davranışlarımızın birçoğu aslında bilinç dışında yer alan düşüncelerin şekil değiştirerek bilince ulaşmasıdır.
Freud tarafından ortaya atılan bu kurama bir kişilik kuramı denmektedir. Daha sonra kişilik kuruma farklı bir bakış ve boyut getirerek kişiliği “id“, “ego” ve “superego’’ olarak değerlendirmiştir.
İd; içgüdüler, içtepkiler, istek ve istikalar halinde kendini ifade eden psişik enerji deposu, asıl psişik gerçektir. İd, bir dış uyarım sonucu ya da içtepi sonucu organizmada gerilim düzeyi yükseldiği zaman gerilimin boşaltılması için organizmayı harekete geçirir. Davranışın sonunda gerilim azalır. Buna id’in hoşlanım ilkesi denir(Kuzgun, 1988).
Ego, gerçeklik ilkesinin hâkimiyetindedir. Egonun amacı ihtiyaçların giderilmesi için uygun olan ortamı buluncaya kadar ertelemektir. Superego, dışardan gelen kontrolün içselleştirilmesidir. Superego’yu ilgilendiren bireyin doğru ya da yanlış olduğuna karar verip, toplum temsilcileri tarafından onaylanmış olan törel ölçülere göre davranmaktır (Özoğlu. 1982). Kurallar, çatışma, ahlak, suçluluk gibi şeyler tarafından hafifletilmiş bilinçli zihnin içselleşmesidir.
Psikanalitik bakışa göre psikolojik yönden sağlıklı bir birey id, ego, superego dengesini kurabilen bireydir. Bu denge kurulamadığı takdirde psikolojik sağlık da olumsuz yönde etkilenmektedir.
Kişilikte yer alan id, ego ve süperego arasında kontrolü ele almak için yaşanan çatışmayla kaygı duygusu ortaya çıkar (Cüceloğlu, 2010).Freud kaygıyı da 3 açıdan ele almıştır:
Gerçek Kaygı:
Gerçek Kaygı; Gerçek bir korku vardır. Dış dünyada tehlikeli bir durum söz konusudur.
Ahlaki Kaygı:
Süper ego tarafından cezalandırma korkusu mevcuttur. Süper egonun vicdani kısmının tehlikeli varsaydığı durumlarda ortaya çıkar.
Nevrotik Kaygı:
Egonun içgüdülerden gelen tehlikeli istekleri engelleyememe korkusudur. Korkunun belirli bir nedeni yoktur.
Kaygının artması sonucunda kişi rahatsız olduğundan bu kaygıyı bastırmak için çaba harcar. Eğer gerçekten kaygı kontrol altına alınırsa savunma mekanizmaları ortaya çıkar. Bu yönüyle savunma mekanizmaları, bireye geçici bir fayda sağlamakta fakat uzun vadeli kalıcı çözümler sağlamamaktadır.
Savunma mekanizmaları, şu başlıklar altında ele alınmaktadır (Eroğlu, 2006: 60-72): Saldırganlık, bastırma, tepki oluşumu, yüceltme, kaydırma, inkâr etme, yansıtma, akla uygunlaştırma, gerileme, dönüştürme, özdeşleştirme, hayal kurma (maladaptive daydreaming), yerine koyma, giderme, kaçma.
Tedavinin Amaçları
Psikanalitik terapide odaklanılan, kişinin içsel deneyimlerini keşfetmesi, anlamlandırması ve iç görü kazanmasıdır. Kişinin kendi geçmişindeki önemli ve etkili olaylar ve eski ilişkileri, güncel günlük yaşamında ve terapi ilişkisinde aktardığı bağlamda işlenir ve çalışılır.
Tedavi teknikleri:
Serbest Çağrışım, Direnme, Rüya Analizi, Yorum, Hipnoz ve transferansı içerir.
Sonuç olarak; Psikanaliz’in temelinde, insanların yaşamış olduğu olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve tüm olumsuzluklardan insanları sıyırarak hayatlarına uyum sağlamasına ve denge kurmasına yardımcı olmak vardır. Psikanalitik danışma kuramı, kullanılan teknikler ve tedavi süreci boyunca bireyin egosunu güçlendirmek ve kişiliğin temelinde yer alan id, süper ego dengesini sağlamak amacına yöneliktir.
KAYNAKÇA
Tuzcuoğlu, N.(1995). ‘’Psikanaliz Kuramı ve Özellikleri’’. M.Ü Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi,7,275-285.
Yıldırım, O. ve Kumcağız, H. (2022). ‘’Psikodinamik Yaklaşıma Göre İnsan Davranışının İncelenmesi’’. Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (40), 103-132.
Kesin, U. Ve Usta, İ. (2021). ‘’Doğal Eğitim Sürecinde Birey Tarafından Geliştirilen Psikolojik Savunma Mekanizmaları’’. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(2) 253-266.
Yazan: Hazal GÜNEYLİ
Sorumluluk Reddi: Söz konusu bu tür bilgiler Site’de yalnızca bilgilendirme amacıyla yayınlanmaktadır ve doktorunuz ya da eczacınızın tavsiyelerinin yerini almaz. Bu bilgiler hiçbir koşulda bir hastalığın veya fiziksel problemin tıbbi tanısını koymak için kullanılmamaktadır site üzerinden durumunuzla ilgili endişelerinizi ve sorularınızı sorabilirsiniz. Bununla birlikte her durumda doktorunuza ya da eczacınıza başvurmanız gerekir.
Uzmanlık alanları: Çocuk, Ergen, Yetişkin, Aile, Çift, Cinsel Terapi.
Okan Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü tam burslu kazandı. Psikoloji Bölümü’nü (%30 İngilizce) burslu okurken başarısı sayesinde Çift Anadal Programı’na kabul edilerek Sağlık Yönetimi Bölümü’nü de tamamladı.