Aldatma psikolojisi denildiğinde herhangi bir yıl içinde, evli çiftlerin birbirlerini aldatma oranı %2-%4 olarak belirtilirken (Treas ve Giesen, 2000), konu ile ilgili yapılan ilk yaygınlık çalışmalarından birinde, erkeklerin %50’sinin, kadınların ise %26’sının evlilik dışı cinsel deneyim yaşadıkları belirtiliyor (Kinsey, Pomeron ve Martin, 1953). Evli olmayan çiftlerde ise erkeklerin aldatma oranı %70.9 iken aldatan kadınların oranı %57.4 olarak belirtiliyor (Hansen, 1987).

Eğer siz de aldatma psikolojisi konusunda destek almak isterseniz yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz.

Neden Biz?

Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.

Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.

Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

👇

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Evli olmayan çiftlerin aldatma oranlarının yüksek olmasına sebep olarak, bağlılık düzeyinin daha az olduğu öne sürülüyor. Kültürlerarası karşılaştırma yapan başka bir çalışmaya göreyse, en çok Rus erkekler aldatırken, en az Çinli kadınlar aldatıyor. Aynı çalışmada, Türkiye’de yaşayan erkek katılımcıların %1.8’i, kadın katılımcıların ise %0.9’u, “Evliliğiniz süresince, eşinizden başka biri ile cinsel bir deneyim yaşadınız mı?” sorusuna “Evet” yanıtını veriyor. Harris Interactive (2001) tarafından Türkiye’de 1004 katılımcı ile gerçekleştirilen başka bir çalışmada ise, erkeklerin %25’nin, kadınların ise %11’inin ilişkilerine sadık olmadıkları öne sürülüyor.

Aldatma Çeşitleri

Aldatma psikolojisi ve Aldatma oranlarının farklılaşmasının nedenlerinden biri de, aldatmayı tanımlamanın oldukça zor ve aldatma algısının da -hangi davranışlar aldatma sayılır?- karmaşık olmasıdır. Aldatma, “partnerin onayı olmadan, birincil ilişki dışında biri ile duygusal ve cinsel bir yakınlık paylaşmak” olarak tanımlanabilir (Fife, Weeks ve Gambescia, 2008). Durumu daha anlaşılabilir kılmak amacıyla, aldatma davranışı, fiziksel aldatma, duygusal aldatma ve sanal aldatma olarak üçe ayrılabilir. Fiziksel aldatma, birincil partner harici biri ile cinsel ilişkiye girme, öpüşme, dokunma veya sarılma gibi fiziksel temasları içerirken; duygusal aldatma ise partnerinden başka birine aşık olma, hoşlanma veya duygusal yakınlık hissetme gibi durumları içermektedir. Nispeten daha net olan fiziksel ve duygusal aldatmanın yanında, sanal aldatma biraz daha karmaşık olarak görülmektedir. İnternet öncesi dönemde, kadınlar ve erkekler, partnerlerini hangi durumlarda aldatmış sayılabilecekleri konusunda hemen hemen aynı fikirdeydiler. Kişi, eşinden başka biri ile cinsel veya romantik bir birliktelik içerisinde ise, eşini aldatmış sayılırdı. Gece kulübe gitmek gibi netleştirilmesi gereken bazı durumlar olsa da, her şey oldukça açıktı. İlişkiler konusundaki tüm bu berraklık, dünyamızın dijitalleşmesi ile birlikte bir anda bulanıklaştı.

Kadınlarda ve Erkeklerde Aldatma

Aldatma konusunda farklı algılara sahip olan kadın ve erkekler, gösterilen tolerans açısından da farklılık gösteriyor. Erkekler için, genellikle, partnerinin fiziksel aldatma davranışları daha olumsuz bir algı oluştururken, partnerinin duygusal bir ilişki içerisine girmesi ise o kadar da önemli bir tehdit oluşturmayabiliyor. Tam tersi olarak, duygusal aldatma kadınlar için daha büyük bir tehdit olarak algılanıyor.

Aldatmanın Bazı Risk Faktörleri;

  • Birinci faktör, bağımlılıklardır. Aldatma riskinin arttığı durumlar gözden geçirildiğinde öne çıkan unsurlardan biri de kişinin uyuşturucu, alkol, kumar bağımlılığı olmasıdır. Örneğin alkol bağımlısı bir kişi, ayık iken eşini aldatmayı düşünmese de, alkolün etkisi altında eşini aldatma riskini taşımaktadır. 
  • İkinci faktör, daha önce de aldatmış olmaktır. 2017’de yapılan bir araştırmaya göre eşini bir kere aldatan kişiler, hiç aldatmayan bir kişiye göre 3 kat daha fazla risk taşımaktadır. 
  • Üçüncü faktör, kişilik bozuklukları ve zihinsel rahatsızlıklardır. Narsistik Kişilik Bozukluğu ya da Antisosyal Kişilik Bozukluğu yaşayan kişilerin eşlerini aldatma riski yüksektir. Seks bağımlılığı gibi bağımlılıklar, bipolar bozukluk gibi bazı zihinsel rahatsızlıklar da kişinin eşini aldatmasına neden olabilmektedir. 
  • Dördüncü faktör, çocukluk çağı travmalarıdır. Özellikle çocukluk yıllarında cinsel, duygusal ya da fiziksel istismar yaşayan kişiler risk grubu içinde yer almaktadır. Çocukluk çağında sadakatsizlik ve aldatmaya maruz kalmış kişilerde de aldatma davranışı gözlenebilmektedir. 
  • Beşinci faktör, ilişki problemleridir. Eşlerin iletişim eksikliği yaşaması, duygusal veya fiziksel bağlantıların zayıflaması, aile içi şiddet, duygusal istismar, maddi problemler ve saygı eksikliği gibi ilişki problemleri, aldatma riskini artırmaktadır.

Aldatma nedeni ne olursa olsun, birçok toplum ve farklı kültürde kabul edilemeyecek bir davranış şeklidir. Birçok evlilik aldatma olayının ardından devam edemeyecek kadar zayıflar. 

Ancak kişinin eşini aldatmasının altında daha farklı nedenler de olabilmektedir;

  • Birinci nedeni olarak mutsuzluk veya tatminsizlik görülmektedir. Kişi evliliğinde duygusal ve cinsel olarak tatminsizlik yaşıyor olabilir. Özellikle cinselliğin yaşanmadığı evliliklerde hem kadınlar hem de erkekler aldatma davranışı gösterebilmektedir. 
  • İkinci neden, takdir görmemektir. Kadınlar da erkekler de eşlerinin kendilerine değer verdiğini ve takdir ettiğini hissetmek isterler. Eşlerinden yeterli takdiri görmediğini düşünen kişiler, eşlerini aldatabilmektedir. 
  • Üçüncü neden, sıkılmaktır. Eşlerini aldatan kişilerin öne sürdüğü nedenlerden biri de ilişkiden ve eşinden sıkılmaktır. Yeni bir kişi ile tanışıp flört etmenin kişiye yaşattığı heyecan, eşine karşı sadakatsizlik yapmasına neden olabilmektedir. 
  • Dördüncü neden, yaşlanmaktır. Özellikle orta yaşlı erkeklerde öne çıkan nedenlerden biri kişinin yaşlanmanın getirdiği kaygı ve strestir. Kişi hala genç olduğunu hissetmek için kendinden çok genç yaştaki kişilere yönelip, eşlerini bu kişilerle aldatabilmektedir. 
  • Beşinci neden, intikam duygusudur. Bazı ilişkilerde kişi eşinin sadakatsizliğinin ya da başka yollarla evliliğine verdiği hasarın intikamını almak için aldattığını öne sürmektedir. 
  • Altıncı neden, sosyal medyadır. Sosyal medya kullanımının artışı ile birlikte özellikle duygusal ilişkiler ve flörtler yaşamak kolaylaşmıştır. 
  • Yedinci neden, fırsatlardır. Bazı kişiler aldatma davranışının nedeni olarak yaşadıkları fırsatları öne sürer. Örneğin eşinden çok uzakta, iş gezilerine katılmak, ülke dışında çalışmak gibi fırsatlar, kişinin eşini daha kolay ve korkusuzca aldatmasını sağlamaktadır.

İnsanların iki kişiyle aynı anda ilişki yaşamasının bir diğer nedeni birinde bulduğu ilgiyi diğerinde bulamamasıdır. Mesela birinde cinsel anlamda haz alırken diğerinde duygusal anlamda haz alabilir. Bu da ikisinden birinden kopamama durumuna ve bağımlılık problemine neden olabilir. 

Aldatma Psikolojisi

Konu ile ilgili farklı bir bakış açısı sunan Perel (2017), modern aldatmaların geleneksel aldatmalardan farklı olduğunu belirtiyor. Perel’e (2017) göre günümüz ilişkileri romantik bir ideal kapsamında “o özel kişi” ile birlikte olmaya dayanmaktadır. Bu ideal, eşlere her türlü ihtiyaçlarını -duygusal ve fiziksel- evde karşılayabileceklerini, dışarı açılmak için hiçbir nedenlerinin olmadığını empoze etmektedir. Güncel tüm görüşlerin “Eksiklik Modeli”ne dayandığını belirten Perel (2017), partnerlerden biri aldatıyorsa, ilişkide ya da aldatan kişide bir sorun olduğuna inanıldığını belirtiyor. Aldatan partner, bencil, olgunlaşmamış, narsisistik ya da güvensiz bağlanmış; diğer yandan sadık partner ise bağlılık içinde ve ilişkisine adanmış biri olarak tanımlanıyor.

Aldatma psikolojisi ile ilgili en büyük yanılgılardan birinin, aldatmanın yalnızca seks ile ilgili olduğunun düşünülmesidir. Aldatma, çoğu zaman “arzu” ile ilgilidir. Özel hissetme, görülme, onaylanma arzusu; ya da kısaca, arzulanma arzusu. Kurulan ilişkilerin temelinde, cinsel birliktelik yerine aslında canlılık yatıyordur. Tüm bunların yanı sıra aldatmanın getirdiği gizlilik mecburiyeti özerklik hissi yaratır; herkesten uzak ve tamamen kişiye ait bir duygu yaşanmaktadır. Tüm bunlar, ilişkideki eksikliği telafi için aldatmanın gerçekleştiğini söylemekten çok, her şeye sahip eşlerin de aldattığının bir göstergesi olarak görülebilir. Bunların yanı sıra psikoloji literatürü, ilişki doyumu, ilişkide yakınlık derecesi, partnerlerin bağlanma örüntüleri gibi değişkenlerin aldatma üzerine etkisi ile ilgili farklı çalışmalar sunmaktadır. Örneğin Blow ve Hartnett (2005), güvenli bağlanmaya sahip bireylerin partnerlerini aldatma eğilimlerinin daha az olduğu sonucuna dayanarak, dünyaya geldiğimiz ortamın yetişkinlik dönemi ilişkilerini etkilediğini ve aldatma konusunda belirleyici etmenlerden biri olabileceğini öne sürmüştür. Bu doğrultuda, ailesinde aldatma hikayesi olan bireylerin, yakın ilişkilerinde aldatmaya daha yatkın olacağı da belirtilmektedir.

Anlaşılacağı üzere, ilişkilerin dinamiği beklenilenden daha karmaşıktır. İki kişi bir araya geldiğinde, sözler verildiğinde ve imzalar atıldığında, birbirinden farklı geçmişler, gelecekler, umutlar, kişilik yapıları, bağlanma örüntüleri bir araya gelir. “Ölüm bizi ayırana dek” dendiğinde, “Evet” diye çığlıklar atıldığında, her şeyin sonsuza dek yolunda gideceği öngörülür. Şanslıysanız, beklentileriniz ile kazanımlarınız birbirini tamamlar, yolunuza “o özel kişi” ile el ele devam edersiniz. Bu bağlamda psikoloji biliminin işi, karmaşık insan doğasını çözmeye çalışmak ve bu konuda yol katetmektir. Tutumları, davranışları, motivasyonları analiz etmek yeterince zorlu iken, iki karmaşık bireyin birbiri ile kurdukları derin ve karmaşık ilişkiyi anlamak daha zordur. Diğer yandan, iyi ilişkiler yaşayan iyi insanların neden aldattığını anlamak çok daha zordur. Çözüm uzun yıllar alabilecek çalışmalar zinciri kapsamında yüzlerce değişkenin incelemesinde saklı olsa da, şimdilik çiftlerin kendileri ve ilişkileri hakkında belli bir farkındalık seviyesine ulaşmaları ve kendi dinamiklerini analiz etmeleri, riskleri kontrol altına alacaktır. Riskler engellenemediğinde, yapılacak en doğru, anlamlı ve saygılı davranış, aldatılan eş ile yüzleşmektir. 

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Hilal Topal

Sorumluluk Reddi: Söz konusu bu tür bilgiler Site’de yalnızca bilgilendirme amacıyla yayınlanmaktadır ve doktorunuz ya da eczacınızın tavsiyelerinin yerini almaz. Bu bilgiler hiçbir koşulda bir hastalığın veya fiziksel problemin tıbbi tanısını koymak için kullanılmamaktadır site üzerinden durumunuzla ilgili endişelerinizi ve sorularınızı sorabilirsiniz. Bununla birlikte her durumda doktorunuza ya da eczacınıza başvurmanız gerekir.