Kaygı bozukluğu

Çağlar boyunca insanoğlunun en önemli sorunları arasında yer alan korku ve kaygının sebebi Maslow’un (1970) ihtiyaçlar hiyerarşisinde belirttiği temel güvenlik ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Doğal olarak insanlar günlük hayatlarında ve yaşamlarının devamında kendilerini güvende hissetmek isterler. Dolayısıyla bu ihtiyacın sarsıldığı durumlardan olan insanın bedensel ve ruhsal varlığını tehlikede görmesi sonucunda yaşadığı huzursuzluk kişide korku ve kaygıya neden olmaktadır. Bu durumda kişide kaygı bozukluğu yaratmaktadır.

Eğer siz de Kaygı Bozukluğu konusunda destek almak istiyorsanız yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz.

Neden Biz?

Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.

Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.

Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

👇

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Gerçek bir tehlike karşısında hissedilen duygu korku olarak adlandırılırken nedeni belli olmayan, ortada hiçbir somut tehlike olmamasına karşın kişinin yaşadığı huzursuzluk, tedirginlik hali ise kaygı olarak adlandırılmaktadır.

Kaygı, kişinin yaşadığı o anda ve gelecekte nasıl gerçekleşeceği belli olmayan; belki de gerçekleşmesi hiç muhtemel olmayan öznel bir durumla ilgili endişe ve tedirginlik duyma hali olarak tanımlanabilir. Bu endişe ve tedirginlik hali iç veya dış tehlikelere bağlı olabilir. Kaygı bozukluğu olan kişi, dış tehlikelere bağlı olan korku dış tehlike ortadan kalktığında kaybolur çünkü korku geçici bir duygudur. Fakat içsel tehlikelere ve tepkilere bağlı olan kaygı ortadan kalkmaz hatta kaygı tepkisiyle birlikte sürekli olarak devam eder.

Kaygı bozukluğu

Kaygı, bilinç dışı çatışmaya bağlı olan ve nesnesi kişice tanınmayan içsel tehlikeye karşı gösterilen bir tepkidir (Öztürk 1981). Bastırılan, bilinç dışına itilen durumlar, çözülmemiş sorunlar kişinin olağan durumlarda bile tedirgin, endişeli ve kaygılı olmasına yol açar.

Neden Biz?

Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.

Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.

Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

👇

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Kaygı bozukluğu, kişinin günlük yaşamını sekteye uğratacak biçimde yaşadığı yoğun endişeler
ve olumsuz düşüncelerle ortaya çıkar. Kaygı bozukluğu yaşayan bireyler ortada
endişelenmelerini gerektiren ciddi bir sebep olmadığı zamanlarda bile yoğun endişeler
yaşayabilirler ve bu endişeler hem psikolojik hem de fiziksel olarak kendini gösterir. Günlük
hayatta her insanın zaman zaman kaygılandığı durumlar olması normaldir. Kaygı bozukluğu
yaşamayan kişilerde bu endişeler zamanla azalma gösterirken, kaygı bozukluğuna sahip
bireylerde sürekli endişe hali görülür ve bu endişeler günlük yaşamlarını olumsuz şekilde etkiler.

KAYGI BOZUKLUĞU ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Kaygı bozukluğunun bir çok farklı çeşidi vardır. Kaygı bozukluğu çeşitleri kişinin kaygı ve panik
hissini ne zaman ve nasıl yaşadığına bağlı olarak değişir. Her birinin farklı belirtileri ve nedenleri
vardır. Genel olarak kaygı bozukluğu kişinin günlük yaşamında işlevselliğinin bozulmasına
sebep olan yoğun endişe ve kaygı durumlarıdır. Toplumla yaygın olarak görülen bazı kaygı
bozukluğu çeşitleri şunlardır:
Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Yaygın anksiyete bozukluğu, ortada herhangi bir sorun yokken
dahi yoğun şekilde ortaya çıkan ve kontrol edilemeyen endişe ve korku durumlarını içerir.
Yaygın anksiyete bozukluğu, genelde iş, okul, aile gibi konularda kişinin aşırı şekilde endişe
duymasına sebep olur. Kişideki bu yoğun kaygılar kalp hızının artışı, uykusuzluk ve kas
gerginliği gibi fiziksel semptomlarla da kendini gösterir.
Panik Bozukluk: Panik bozukluk, ani şekilde ortaya çıkan şiddetli panik ve korku duygularıyla
birlikte kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme ve göğüs ağrısı gibi fiziksel semptomların da
beraberinde göründüğü bir yaygın anksiyete bozukluğudur. Panik bozukluğa sahip bireyler
atakların tekrarlaması korkusu içinde yaşarlar ve bu durum panik yaratacağını düşündükleri
yerlerden ve durumlardan kaçınmalarına sebep olur.
Sosyal Kaygı Bozukluğu: Sosyal kaygı bozukluğu, kişinin sosyal durumlarda duyduğu yoğun
kaygı ve utanma hissiyle birlikte kendini gösterir. Sosyal kaygı bozukluğuna sahip bireyler
insanlar tarafından eleştirilme ve olumsuz şekilde yargılanma korkusu taşırlar. Bu durum kişinin
sosyal açıdan kendini sınırlandırmasına ve günlük hayatında ciddi sorunlar yaşamasına sebep
olur.
Spesifik Fobiler: Belirli bir neyse veya durum karşısında duyulan yoğun kaygı hissidir. Bu
fobiler kişinin yaşam kalitesini düşürür. Fobi sahibi bireyler bu durumdan kaçınma
eğilimindedirler. Yükseklik korkusu veya örümcek fobisi örnek olarak verilebilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Travma sonrası stres bozukluğu, kişinin ciddi ve hayatını
tehlikeye sokan bir durum yaşadıktan sonra geliştirdiği kaygı bozukluğudur. TSSB, kişinin olayı
çeşitli şekillerde yeniden yaşamasına sebep olur. Bunlar olayı canlandırma, kabuslar veya

kolayca irkilme şeklinde ortaya çıkabilir. TSSB kişinin özel yaşamını ve hayatını önemli şekilde
olumsuz etkileyebilir.
KAYGI BOZUKLUĞU NEDEN OLUR?
Kaygı bozukluğu birçok faktörün bir araya gelmesiyle birlikte ortaya çıkar. Kaygı bozukluğuna
sebep olan etkenler genetik, çevresel veya nörolojik olabilir. Kaygı bozukluğuna sebep olan
başlıca etmenler şunlardır:
Genetik Faktörler: Ailesinde kaybı bozukluğu öyküsü olan kişilerin kaygı bozukluğu geliştirme
olasılığı daha yüksektir. Genetik faktörler kaygı bozukluğunu tetikleyebilir.
Biyolojik Faktörler: Beyin kimyasındaki ve hormonlardaki dengesizlikler de kaygı bozukluğu
semptomlarına sebebiyet verebilir. Beyindeki yapısal bozukluklar da ortaya çıkma riskini
arttırabilir.
Çevresel Faktörler: Yaşanılan yoğun stresli durumlar, büyük yaşam olayları, çocukluk
döneminde yaşanan yoğun durumlar ve travmatik olaylar da kaygı bozukluğu geliştirme riskini
arttırabilir.
Kişilik Özellikleri: Bazı kişilik özellikleri, örneğin düşük özgüven, mükemmeliyetçilik, içe
dönüklük ve hassaslık kaygı bozukluğuna daha yatkın olmaya sebep olabilir.
Bu faktörlerin dışında alkol ve madde kullanımı, kronik hastalıklar, aile içi yaşanan sorunlar ve
cinsiyet gibi etmenler de kaygı bozukluğu riskini arttıran diğer faktörler arasındadır.

Kaygı Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?

Kaygı bozukluğu belirtileri, kişiden kişiye değişebilir ve farklı yoğunluklarda ortaya çıkabilir. Kaygı bozukluğu genel olarak yoğun endişe duygusuyla kendini gösterir. En sık görülen kaygı bozukluğu belirtileri şunlardır:

Kaygı Bozukluğu Duygusal Belirtiler:

  • Sürekli bir hal alan yoğun endişe ve kaygı hissi
  • Tehdid altında hissetme
  • Olaylar hakkında en kötü senaryoyu düşünmek
  • Konsantrasyon güçlüğü yaşamak
  • Karar vermede zorluk yaşamak
  • Belirsizlikle başa çıkmakta zorlanmak
  • Kafanın sürekli meşgul olması ve dikkat dağınıklığı
  • Sinirlilik ve çabuk öfkelenme eğilimi

Kaygı Bozukluğu Fiziksel Belirtiler

  • Çarpıntı
  • Terleme
  • Nefes darlığı
  • Mide bulantısı
  • Uyku sorunları
  • Titreme
  • Kas ağrıları
  • Baş dönmesi
  • Yorgunluk

Kaygı Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Kaygı bozukluğu, altında yatan başka bir neden yoksa terapi, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç
desteğiyle birlikte tedavi edilebilen bir sorundur. Kaygı bozukluğunun tedavisinde kullanılan
başlıca yöntemler şunlardır:
Bilişsel Davranışçı Terapi: Kaygı bozukluğu tedavisinde en çok kullanılan yöntem Bilişsel
Davranışçı Terapi
‘dir. Kişinin kaygıya neden olan yanlış düşünce kalıplarını ve davranışları fark
ederek sağlıklı bir düşünce tarzı geliştirmesini hedefler. Kişi kaygılarına daha gerçekçi bir
pencereden bakmaya başlar ve zamanla kaygılarının azaldığını fark eder.

İlaç Tedavisi: Gerekli görüldüğü durumlarda ilaç tedavisi de kaygı bozukluğu tedavisinde
kullanılabilir. İlaç tedavisi hastalığı ortadan kaldırmak için değil, belirtileri kontrol altında tutmak
için kullanılan bir yöntemdir. Antidepresanlar kaygı bozukluğu semptomlarını hafifletmek için
yardımcı olabilir. Benzodiazepinler kısa süreli anksiyete ataklarını kontrol altına almak için
kullanılabilir fakat bağımlılık riski dolayısıyla uzun süreli kullanılmamalıdır. Beta blokerlar da
anksiyetenin fiziksel semptomlarını hafifletmek için kullanılır.

Kaygı Bozukluğu ile Başa Çıkmak İçin Neler Yapabiliriz?

Kaygı bozukluğuyla başa çıkmak için profesyonel destek almanın dışında yapabileceğimiz bazı
yaşam tarzı değişiklikleri şunlardır:
Egzersiz Yapmak: Düzenli olarak egzersiz yapmak iyi bir stres atma yöntemidir. Bir egzersiz
rutini oluşturmak modunuzu yükseltip kaygı semptomlarını hafifletebilir.
Alkol ve uyuşturucu maddelerden uzak durmak: Alkol ve uyuşturucular anksiyete
semptomlarını arttırabilir. Bunlardan olabildiğince uzak durmak kaygı bozukluğunu azaltacaktır.
Sigara İçmeyi ve Kafeinli içecekleri Bırakmak: Bu maddeleri kullanmak kaygıyı arttırabilir.
Stres Yönetimi ve Rahatlama Tekniklerini Kullanmak: Meditasyon ve yoga, nefes
egzersizleri yapmak kaygı bozukluğu için kullanılabilecek rahatlama tekniklerine örnek verilebilir.

Sağlıklı Beslenmek: Sağlıklı beslenmek pek çok açıdan hayatımız ve sağlığımız için faydalıdır.
Sağlıklı beslenmek kaygı bozukluğunu da azaltmak için faydalıdır.
Hastalık Hakkında Bilgi Sahibi Olmak ve İyilişeme Planını uygulamaya koymak: Kaygı
bozukluğunuza neyin sebep verdiğini ve nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenmek, başa
çıkabilmeniz için en önemli adımdır. Terapiye düzenli olarak gitmek ve terapistinizin verdiği
ödevlendirmeleri düzenli olarak yapmak da iyileşme sürecini hızlandıracaktır.
Tetikleyicilerin Farkında olun: Sizin için stres yaratan durumların farkında olmak ve bir başa
çıkma stratejisi geliştirmek kaygıyı azaltmanıza yardımcı olacaktır.
Günlük Tutmak: Kişisel bir günlük tutmak sizi tetikleyen durumları daha iyi anlamanıza
yardımcı olabilir. Düşüncelerinizi yazıya dökmek rahatmaya ve stresi azaltmaya yardımcı olur.
Kaygı bozukluğu kendiliğinden geçmesi zor olan bir rahatsızlıktır ve profesyonel yardım
gerektirir. Eğer sizde veya bir yakınınızda kaygı bozukluğu olduğundan şüpheleniyorsanız lütfen
en kısa sürede bir uzmana danışın.

Kaygı Neden Olur?

Kaygının nedeni tam olarak bilinmese de kaygının ortaya çıkmasında ve yerleşmesinde çocuğun bakım verenlerin ve çocuğun model aldığı yakınların, sosyal çevresinde var olan kişilerin, öğretmenlerin, okul yaşantılarının önemi büyüktür. Çocukluktan itibaren bireyler bir yandan ödül ve ceza yaklaşımı ile hissettikleri duyguları adlandırmayı öğrenirler. Yaşadıkları durumlarla ilgili düşünce ve davranışlarını nasıl ve nerede ifade edebileceklerini ya da edemeyeceklerini öğrenirler ve pekiştirirler. Çevrelerinde onların güvenliğini sağlamaktan sorumlu olan bakım verenlerin güvensiz ve aşırı kaygılı olması, çocukların var olan durumlardan daha fazla korkmasına, kaygılarının daha çok artmasına sebep olabilmektedir.

Diğer belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Genetik faktörler: Kalıtsal olarak aktarılabilen kaygı, ailesinde kaygı bozukluğuna sahip bireylerde görülme ihtimali daha yüksektir.
  2. Beyin kimyası: Yapılan bazı çalışmalar; kaygı bozukluğu gelişmesinde, beyinde korku ve endişe duygularını kontrol eden kimyasal bağlantılardaki sorunların sebep olabileceğini göstermiştir. 
  3. Çevresel Stres: Yukarıda bahsedildiği gibi çocukluk döneminde fiziksel veya duygusal strese maruz kalmak, taciz edilmek, aile tarafından ihmal edilmek, bir yakınını kaybetmek gibi olaylar kaygı bozukluğuna yol açabilir.
  4. )Madde Kullanımı: Kişiler, kaygı bozukluğuna bağlı gelişen sorunlarla baş etmek için uyuşturucu madde ve alkol kullanımına başvurabilir. Bu maddelerin aşırı kullanımı veya yoksunluğu da kaygıya neden olabilir.
  5. Kişilik Özellikleri: Çekingen, kırılgan, duygusal, mutsuz, umutsuz vd. kişilik özellikleri kaygı bozukluğuna neden olabilir.
  6. Hastalıklar: Kalp, akciğer, tiroit hastalıkları kaygıya neden olabilir ya da var olan kaygıyı daha da kötüleştirebilir. 

Kaygı Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Kaygı bozukluğu belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Sık görülen bilişsel belirtiler şu şekildedir:

  • Olaylar karşısında rahatlayamama
  • Olaylar karşısında sürekli endişeli bir halde olma
  • Belirsiz olaylarda durumu idare edememe
  • Rutin olayları endişe yüzünden yerine getirememe
  • Yanlış karar verme endişesi yüzünden hiç karar verememe
  • Şimdi ve burada olamama
  • Olaylar karşısında en kötü senaryoyu düşünmek ve bu senaryoya göre plan program yapmak
  • Odaklanamama

Yaygın kaygı bozukluğu kişilerde fiziksel belirtilere de yol açabilir.

  • Nefes darlığı
  • Ağız kuruluğu
  • Aşırı hızlı kalp atışı
  • Yorgunluk
  • Uykuya dalmada zorluk
  • Kas ağrıları
  • Titreme
  • Gerginlik
  • Terleme
  • Mide bulantısı
  • İshal olarak sıralanabilir. 

Bu belirtiler pek çok kişinin günlük hayatta çeşitli durumlar karşısında yaşadığı belirtiler olabilir. Fakat burada önemli olan bu belirtilerin çeşitli durumlar karşısında yaşanmadığı zamanlarda ortaya çıkmasıdır. Burada dikkat edilmesi ve şüphelenilmesi gereken nokta kaygı bozukluğudur.

Ayrıca çocuklarda ve ergenlerde de yetişkinlerdekine benzer kaygı sorunları görülebilmektedir. Sebepleri şu şekilde olabilir:

  • Akademik kaygı
  • Bireysel ve takım sporlarında başarısızlık kaygısı
  • Yakınlarının can güvenliği
  • Deprem, savaş, kıyamet gibi yıkıcı olaylar gibi konularda kaygı oluşabilir. 

Kaygı Bozukluğu Teşhisi Nasıl Konur?

Ruh sağlığı uzmanları teşhis koyabilmek için “The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorder” ya da kısaca DSM (DSM-5) olarak adlandırılan bir kılavuz kullanmaktadırlar.

Bu kılavuzda kaygı bozukluğu için yer alan tanı kriterleri şu şekilde sıralanabilir:

  • En az altı ay boyunca devam eden aşırı kaygı ve endişe durumu
  • Endişeleri kontrol etmede güçlük yaşama
  • Kaygı, kişide önemli sıkıntıya neden olur veya günlük hayattaki işleyişi bozar.
  • Kaygı; tiroid sorunları, madde kullanımı gibi fiziksel başka bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmamıştır.

Ek olarak en az altı ay boyunca aşağıdaki belirtilerden üç veya daha fazlası da kişide mevcuttur:

  • Huzursuzluk ve köşeye sıkışmışlık hissi
  • )Kolayca yorulmak
  • Konsantre olmakta zorluk çekmek
  • Kaslarda gerginlik
  • Uyku problemleri
  • Sinirlilik

Kaygı Bozukluğunun Tedavisi Nasıl Olmaktadır? Kaygı Bozukluğu Geçer Mi?

Öncellikle yukarıda belirtilerin semptomların belirtildikleri miktar kadar bir gözlemi mevcut ise mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak gerekmektedir. Ayrıca kaygı bozukluklarının tedavi edilerek rahatsızlığın azaltılabileceği göz ardı edilmemelidir.

Kaygı bozukluklarının tedavisinde en çok tercih edilen yöntemlerden biri psikoterapi uygulamalarıdır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve EMDR terapisi psikoterapi uygulamalarına örnektir. Kişinin kaygısının sebebi travma kaynaklı ise terapist EMDR terapisi tercih edebilir. Çocukluk yıllarında gözlenen kaygı bozukluklarında çocuk merkezli oyun terapisi de kullanılan yöntemlerden biridir. Ayrıca kaygı bozukluklarının tedavisinde psikiyatrist önerisiyle ilaç da kullanılabilmektedir.

Yazar: Mervenur Budur

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Sorumluluk Reddi: Söz konusu bu tür bilgiler Site’de yalnızca bilgilendirme amacıyla yayınlanmaktadır ve doktorunuz ya da eczacınızın tavsiyelerinin yerini almaz. Bu bilgiler hiçbir koşulda bir hastalığın veya fiziksel problemin tıbbi tanısını koymak için kullanılmamaktadır site üzerinden durumunuzla ilgili endişelerinizi ve sorularınızı sorabilirsiniz. Bununla birlikte her durumda doktorunuza ya da eczacınıza başvurmanız gerekir.